12 Haziran 2019 Çarşamba

0

DÜRÜSTLÜĞÜN NEZAKETSİZLİĞİ



  Dürüstlük nedir; 
gerçekçi ve inandırıcı olmaktır. 
Öyle biliriz ama öyle değil.
Ama'lar ile Ve'lerin farkını hepimiz biliriz. 
Artık Dürüstlük ; 
Fazla gerçekçi ama asla..


    Dürüstlükten dem vuracağız ama tabii ki derdimiz bu degil bu yazida.. Derdimiz dürüstlüğün yapıcı değil, yıkıcı tarafı.. Doğruları uzerimize vazifeymis gibi bir balta olarak kullanmamız. Doğruları "kullanmamız". 
Yalanlar asla bize ait değilken, doğruları da zaten uzun vadede pek sahiplenemiyoruz. Üstün körü doğrularımızı yakın çevremize dayatıyoruz, bir cürretle sosyal çevremize bile.. Simdilerde doğrunun niteliğini değiştiren birçok etken böylece dayatmalarla oluşuveriyor. İster kaynak olsun, ister dinleyici gerçeği (mesajı) doğrudan yahut dolaylı olarak değiştiriyor.
 
   Bazılarımız da tek bir doğru bilgiye ulaşmak için onlarca veriye yönleniyor, yüzlercesiyle karşılaşıyoruz. Her biri şüphesiz birilerinin gerçeğini yansıtıyor.. Bilgi kirliliği de zamanın negatif getirilerinden.

Çok fazla gerçek bilgi var, doğru olanı seçmek zorlaşıyor.

  Sanki tüm duygu ve düşünceler, haricimizdeki bir kavanoza girip yerleşiyor
oradan iletişim kurmak durumundayız. Belki bunu seçiyoruz.
Kendi benliğimizden çıkıp bir kalıba girmek ve oradan başkalarıyla konuşmak..
(Dürüstlük kalıbı, Tasasızlık kalıbı, Temkinlilik kalıbı, Titizlik kalıbı, Elestirel kalıp)

  Zihnimizde bir sürü odacık yaratmadan, kalıplara, kılıflara, maskelere ihtiyaç duymadan, asıl duygu ve düşüncelerimiz ne ise doğruyu ve yanlışı özümüzde hissederek kabullenmenin ve yansıtmanın farkındalığı bana göre tamamen dürüstlüğü seçmeyi anlatıyor. Böylelikle içinden geçen, üzerinde defalarca düşünerek söze döktüğün tüm doğruların da senin özündeki dürüstlük demek oluveriyor.
Bugün de dünyanın son günü degilse bu öz kolay kolay değişmez.

''Dürüst olmak gerekirse''

-Dürüst olmak gerekirse bu adam yanına hiç yakışmamış.
-Dürüst olmak gerekirse eski sevgilin daha çekiciydi.
-Dürüst olmak gerekirse o seni parmağında oynatır.
-Dürüst olmak gerekirse o kadın sağlam pabuç değil.
-Dürüst olmak gerekirse sen bu işin üstesinden gelmen zor.
-Dürüst olmak gerekirse ilişkide öncelikli beklentim cinsel uyum.
-Dürüst olmak gerekirse bu ilaçlar seni kötü yapıyor,
-Dürüst olmak gerekirse bu diyetler işe yaramıyor.

Bir bu durum var bir de dürüstlüğün nezaketsizliği..
  
   Artık dürüstlüğünüzle bile insanları mutsuz etmeye çabalıyorsunuz. 
Dürüstlüğünüz insanlara bir güven, keyif vermek yerine telaş yaratıyor, paranoya yüklüyor. 
Güya dürüstlüğünüzle bir de karşınızdakilere şart koşuyorsunuz.
''Sana kendimi yalansız anlatıyorum, yaranamıyorum,. En azından dürüstüm. Ne yani yalan mı söyleyeyim? Doğruyu söylemek gerekirse.. Ben en başından beri söylüyorum,.Hoşuna gitmeyecek ama doğru bu.''   Bunları artık duymak istemiyoruz.

''İletişimin her türlüsünü öğrendik, kendisi hariç.''   sözü ne kadar doğru !


   Sözde dürüstlüğünüzü ve amacınızı anlıyorum fakat başımızın üstünde yeri yok.
Sadece dürüst olmanız da artık yetmez. Size nezaketi unutturan, çabalamayı unutturan, kalp kırmamayı unutturan, konuşmadan düşünmeyi ve empatiyi unutturan, durup dinlemeyi unutturan, değer göstermeyi unutturan, can yakmaya çekinmeyi unutturan, anlı şanlı dürüstlüğünüz yerin dibine batsın.
   İnsanın duygularına ve fikrine değer vermeyen, karşınızdakini yok sayan, aşağılayan, sokar diline sahip olayan insanlığınız yerin dibine batsın.
   Dürüstlüğünüz kötü anıları canlandırıyorsa, yarayı kanatıyorsa, anksiyeteyi artırıyor, ataklara zorluyorsa, burnu sızlatıyorsa, kendi doğrunuzu unutturuyorsa, istenilmeyen yollara sırf toplumsal doğru diye yönlendiriliyorsa, ciddi konularda yönlendiriciyse, mesafeyi aşıyorsa, şartları zorluyorsa, insanı kullanıyorsa ve harcıyorsa yerin dibine batsın..

   Dürüstlük bu değil.
Bazı sözler, bir nevi zaman aşımına uğradı.
''Dost Acı Söyler'' sözü bu döneme ait değil.
Yazıya başladıktan sonra denk geldiğim bir sözü paylaşayım yeri gelmişken;

Konuşmadan önce sözlerini üç kapıdan geçir:
Doğru mu?
Gerekli mi ?
Nazik mi ?

    Siz katlanır kılamadığınız durumlara, hayatlarınıza, vesveselerinize ve travmalarınıza yalanlardan uzak durarak ve dahi aşırı dürüst davranarak bir koruma mekanizması yaratmış olabilirsiniz ama her insan başka biri ve her insan başka bir iletişim modelinden anlıyor. En yakınlarınızın sizi olduğunuz gibi kabul etmemesini çok iyi anlıyorum ama herkese size davranildigi gibi davranamazsınız. Üzülmüş olmanız kimseyi üzmenize neden değil. Dobralığınız, sivri diliniz kimseyi sokmanıza gerek değil.
   Henüz belki geç değilken önce iyiliği, nezaketi ve gerçeği aciliyetle bulmanız umuduyla..