14 Nisan 2017 Cuma

0

Ülkemiz, geleceğimiz adına korktuğumuz için HAYIR'dan korkmuyoruz.



     Yıllar yıllar önce mevcut hükümet seçildiğinde yaptıkları icraatler, izledikleri yollar, köklü muhafazakar değişikleri izleyip, hükümeti destekleyen arkadaşlarla tartışıyorduk. Bu tartışmaların sonu ''Arkadaşım bunların meselesi başörtüsü değil, başörtüsü senin benim meselem, bunlar sistemi değiştirmek istiyor'' diyerek bitirirdik. ''Olur mu sistemi değiştirmek, bu sistemle geldiler öyle şey istemezler, kuru muhalefet yapma, buna bizde izin vermeyiz'' diyenler, pazar günü sistemi değiştirmek için oy kullanmaya gidecekler. 
     Sekiz hükümet kuruldu, ne Barış oldu, ne istikrar, ne huzur. Hep askıda kaldı vaatler. 
Katliamlar, kadın cinayetleri, işçi cinayetleri, hukuksuz işe son vermeler ve ihraçlar, keyfi atamalar, sınavlardaki rezillikler, tarikatlarla anlaşıp devlete-orduya sokmalar,Derin devletler, Din ve devlet arasındaki uygunsuz ilişki, kanmalar-kandırılmalar, balyozlar, ergenekonlar, kcklar, pamuk ipliğine bağlı dış politika, sınırları delik deşik olmuş güzel vatanımız, devlet terörü ve teröre yataklık,  tutarsız ve korku dolu iç politika,  bizi hep teğet geçtiği söylenen ama esnafa kepenk kapattıran krizler, komplolar, gizli anlaşmalar, şüpheli ihaleler, medyayı üç maymuna döndürmeler, hukuka vurulan darbeler, kontrollü darbeler, tutuklu aydınlar, tehditler, zorbalıklar, yalanlar, hiçe saymalar, ölümler, şehitler, gözü yaşlı kadınlar. HIRSIZLIK.
      Ali İsmail'i, Berkin'i, Abdocan'ı, Mehmet Ayvalıtaş'ı,  Ethem'i, Ahmet Atakan'ı, Medeni Yıldırım'ı, Hasan Ferit Gedik ve Dilek Doğan'ı ve diğerlerini katleden ve yetkiyi veren bu sisteme elbette daha fazla yetki vermeyeceğiz ve HAYIR diyeceğiz .
      Nenelerimizin, dedelerimizin dişi ve tırnağıyla kazandıkları hakları, sandıkta bir mühürle  vermeye HAYIR diyeceğiz.

    15Temmuz sonrası, bir devlet kişisi ciddiyetinden kıtalarca uzak bir tavırla ''Kandırıldım'' diyerek dünyanın en çabuk sıyrılma mazeretini kullandı. Oysa kendi politik ahlakı, kendini destekleyen akılları sürekli kandırmakla iç içe. Milletin aklı ve vicdanı, seçtikleri kişinin kandırıldığına kanmak istese de, bugün de meydanlarda tekrar güçlü durduğunu göstermek için ''Siyasi hayatım boyunca ne aldanan oldum ne aldatan'' deyiveren birine döndü, yine aynı millet ''bu ne akıl, bu ne hız'' demiyor. Siyaset kişisi kararsız, Kandırıldı mı, kandırılmadı mı?, daha bunu bile ayıramıyor, 
Beni her izlediğimde şaşırtır sağolsun, Ulan geçen gün böyle diyordu deyip omuzlarımı düşürürüm, siyaset kişisinin bende yarattığı etki bu. 

Neden HAYIR diyorum biliyor musunuz ?
   Başbakanlığından tutun da, Cumhurbaşkanlığına kadar yaşanılan onca zorlu yılda, her seçim sonrası T.B.M.M.'de şerefi ve namusu üzerine tarafsızlık yemini eden bu siyaset kişisi 16.Nisan günü T.B.M.M.'de bir daha yemin etmek zorunda kalmayacağı bir anayasa hazırlıyor ve referandum uğruna da olanca hırsıyla bir taraftar, bir holiganmışçasına kamu kaynaklarını seferber ediyor, devletin kesesini de çıkarları uğruna ağzına kadar açıyor.  
Peki rahatlıkla, ''Kandırıldım'' diyebilen bir Cumhurbaşkanını Adaletinde üstüne çıkarmaya gerek var mı? HAYIR Mecliste ettiği yemini bile tanımayan bir Cumhurbaşkanının, ülkenin seçilmişlerinden oluşan meclisini tanımadan yönetmesine gerek var mı ?  HAYIR

    Bence sırf bu iki soru işareti bile, anayasadaki (18+1) maddelerin teklif edilmesine dahi karşı olunmasına gerekçe olarak, yeter de artar.

    Meydanların ismini değişime uğratan milli irade terimi, meclis demektir.
Demokrasiyi ileri götürdük, bizim için esas duruş milli irade duruşudur deyip, milletin seçtiği kişilerin yerine, tek adamın herhangi birini, herhangi bir zaman, herhangi bir yere ataması için yetki vermeye gerek var mı , tabiki HAYIR ,

''Bağımsız ve tarafsız yargı için evet'' diye reklam yaptığı ama aynı tezatlıkla, anayasa değişikliğiyle yasamanın yürütmeyi feshedemediği bir sistem oluşturulduğu, her şeyi tek adama bağladığı için HAYIR. (Bunca yetkiyle kim olursa olsun tarafsız olamaz.) Kuvvetler ayrılığını ortadan kaldırıp bağımsız olmaktan bahsedebilirsin de tarafsızlıktan HAYIR. Yeni anayasayla kanunun üstünlüğü değil de, üstünlerin kanunu tanınacağından HAYIR. Kanunlar yerine, KHK'lar keyfe göre işleyeceği için HAYIR. Bizler hukuğun üstünlüğü ve kuvvetler ayrılığı nedir çok iyi bellediğimizden, kabineyi tek adam seçeceğinden HAYIR


Bayrakların-Billboardların evet içeriği  hep ''birlik için, dirlik için, vatan için, millet için '' sloganalarıyla kuşatılmış.. Anladıkta bu şartların, koşulu ne ?  Ayriyetten bunlar evet demek için değil HAYIR demek için sebep.. Ben çekimser olsam, araştırsam neden evet demeliyim diye sorsam, yukarıdakileri için için, için için diye sıralayan bir gönüllüye üzgünüm fakat (batman slap) --------->
Bir de şey var, ''yeni anayasanın 18 Yaşında Seçilebilme Hakkı vermesi''. Üzgünüm halkcım ama yine bunda da evet demek, senin için  iyi bir sebep yok hatta yine tam da HAYIR demelik. Zenginin, parası olanın askerlikten yırtmak için bu madde ile yatırım yapmasını sağlamak demek bu. Bakın hükümet partisinin içindeki ortalama vekil yaşına, bu vaati bu kadar kullanmak için sizce de fazla yaşlı değiller mi ?
 Bunların sahteliğine itaat etmeyi bırakın, inanmayı değil inanıyormuş gibi yapmayı da. 
HAYIR' da umut var. Geleceğimiz HAYIR'da.

  Velhasıl Kelam uzatmayacağım. Üzgünüm, bıkkınım çünkü ülkede her şey yine olanca çirkinliğiyle sürmekte. Referandum var, evet-HAYIR seçenekleri var ama ''HAYIR diyen vatan hainidir, şerefsizdir'' tehditleri, karalamaları yine ve hep var. Bir tek düşünce ve ifade özgürlüğü yok.
Bizler Nazımın Dizeleriyiz ve evet ''Nazım Hikmet Vatan hainliğine devam ediyor hala''

    Referandumda taraf olacaksa, taraflarının parti başkanlarının olması gerekir. Gerekmez mi?  Gerekir.  Partiler üstü olan birinin, bakınız son güne kadar taraflı hareket ediyor olması, millet sevdalısı olduğunu değil tek adam olma sevdasını gösterir. (Evet sürekli bundan bahsettim ama bu meseleye takığım, mecliste her başbakan seçildiğinde  ''tarafsız olacağıma namusum ve şerefim üzerine yemin ederim''  diyen, balkon konuşmalarında bu defa 80 milyonu kucaklayacağım diyen bir siyasi kişisinin bu yemini tutmayışına ben delice takığım.) Ve Binali başbakan kalsın diye HAYIR.
   

    Hala seçeneklerde kararsız ve çekimserseniz Üniter Devlet ve Başkanlık sistemi yapısını incelemenizi tavsiye ederim. ''Başka adam mı var, yok bu yüzden Tayyip'e oy veriyoz'' diyen arkadaşlarım şimdi (tayyip'e oy vermiyonuz da) şöyle düşünelim, 'ya başkanlık sistemine geçilir, Tayyip Bey (ölmez de hani) eceliylen ölürse ve Kılıştaroğlu gelirse sistemin başına' ... (think)
Bu kez desteklediğiniz partiye değil, anayasanın hatta sistemin değişimine oy veriyoruz. Lütfen öngörülü ve hassas hareket edelim . 
Ve doğrudur, şimdi HAYIR demezsen bir daha senin tercihlerini önemsemeyecekler. 

Demokratik yollarla desteklediğiniz partiye oy verin seçilsin, seçilmesin.
Bu defa kavgamız mevcut sistem ve düzenimizi korumaktır.
Çok sesliliğin bize verdiği o geniş yelpazenin ılık esintisine çevirin yüzünüzü. 
Umut edin, çağdaş, daha özgür bir ülke hayal edin. 
Hayır'ı isteyin en çok çocuklarımız, yarınlarımız için dileyin.
Lanet olsun yine Türkiye için korkmaya devam edelim Türkiye'den değil.


HAYIR'da HAYIR var.

OY VER.

0 yorum :

Yorum Gönder