14 Mart 2016 Pazartesi

2

Ölüler Ülkesinin Başkanı ( Ya Başkanlık, Ya Kaos )

Geceden yağmur başladı.
Yangınımızı söndürmek için zaar.
Eğer gerçekten yangını söndürmek için yağdırdıysa yaratıcı.
Efsane bir vazgeçiş bu yarattığından. 

Sabah yağmurdan korunmak için şemsiye almadım yanıma, utandım...
Açık açık ıslanmamaktan utandım. Göğe baktım.
Bir kez daha ya ıslanırız, ya ıslanmayız bu yağmurda.

Patlamadan sonra sırt üstü uzandıklarında üzerlerine yağan cam parçalarından, 
Seriliverdikleri betonda koskoca açtıkları gözlerinin içine giren her maddeden korunamamalarından utandım.Çünkü o gözler yaşadığını görmek istiyordu, yardım elini, yanındakıninin elini, hayal olduğunu .. O yüzden sonuna kadar açık ve belki kapanmamıştı. Üzerlerine yağmur yağdıkça, ağırlaşacak olan toprak dışında yağmur suyunu bir daha hissedemeyecek olmalarından da utandım. Bir de yağmurda evlatlarını defnedecek annelerin hiçbir şemsiye, hiçbir çatı altına sığamayacak olmasından utandım.

Peki sorumlular,
Onlar utanacak mı ?
Örgüt ?
Nemalanmaya çalışan muhalefet ?

Onlar rahat olmayacaklar mezarlarında.
Çünkü yarım kaldılar. 
Bizde rahat olmayacağız.
Hep diken üstü, Hep isyanda.

Onlar bir önceki patlamaların hesabını sora sora öldü,
Bizler de susmayacağız.
Terörle yaşamaya alışmayacağız.
Alışmamızı söyledikleri tablo sekiz ayda 1000den fazla insan.
Alışmayalım.

Burası Ankara.
Çok şiirler, şarkılar yazdırmaz, evet. Asla romantik değil.
Ama şu saatten sonra marşlar, şarkılarda yazdırmasın n'olur.
Bu şehir insanı manzarasıyla melankoliye pek itmediğinden.
İnsanlara tutunur hale getirir. İnsanı sevdirir. Deniz yok, mecbur seversin.
Dostluklarımız sağlam ve sıkıdır.
Yürürsünüz dostlarınızla.
Önce Ulus,
Sıhhıye, ordan GüvenPark.
Simit yersiniz.
Hızınızı alamayıp Tunus'a Tunalı'ya geçersiniz.
Evet sokakları hayal kurdurmaz ama güzel hatıralar bırakır.
İnsanlarıyla, caddeleriyle.

BırakırDı.
Biz artık Ulustan, Güvenpark'a yürüyemeyeceğiz usul usul.
Gama'nın,  YKM'nin önünde de bekleyemeyeceğiz.
Durup öğrencilik anılarımıza artık gülemeyeceğiz.
Hatıralar silinecek.
Güzel anılardan daha şiddetli gerçekler var orada.
Çünkü orası kan kokuyor, geçmeyecek o koku.
Geçmiyorda.
Gar'daki gibi..
Hep kokacak.

O güzelim sokaklar artık,
''Oraya gitme bomba patlayacakmışla'' anılıyor.
Evden işe - İşten eve gitmek bile zorlaştı. 
Sürekli ihbar varmış deniyor..
Cıvıl cıvıl kahkalar, endişeli yüzlere bıraktı yerini.
Kalabalıklar seyrekleşti.
Bi görseydiniz sabahın o saatinde dersaneye giden öğrencileri.

Artık ses yok, metronun fren sesiyle irkiliyoruz. 
Otobüsün durağa hızla yanaşmasıyla.
Yavaşlayan arabalarla, çanta taşıyan insanlarla..

Yüreğimiz hep ağrımızda.
Burası Korku Cumhuriyeti.
Hatta o cumhuriyetin başkenti.

Belki sokaklarda da müzik duymayız.
Çalsa da duymayız.
Zira kulakları patlamalarda sağır,
Gözler körden öte,
Dillerimiz lal artık.

Artık evden çıkıp eve dönmek bir sınav geçmek gibi.
Üç patlamadır, dakikalarca telefon görüşmesi yaptım.
İyiyim değil, yaşıyorum diyorum. İyi değilim, doğru söylüyorum.
Bir yerlerde parçalanmam oldukça muhtemel.
Güvende değiliz, sorumlusunu biliyoruz.
Aslında daha erken.
Her ölüm erken ölüm.
Yapacak çok iş,
Gezilecek çok yer,
Gidilecek davetler,
Tanışılacak insanlar,
Sevilecek güzel adamlar
Sövülecek bir iktidar var.

Ve eğer birgün bende serilirsem o soğuk, gri Ankara kaldırımlarına
Önce arayıpta ulaşamaz, sonra resimlerimi görürseniz, 
Bir yanda gülen yanım, bir yanda soğumak istemeyen bedenim.
Bilin ki, geride çok şey var, 
Bilin ki herkes tehlikede,
Bilin ki doyamadan gitmişim.
Bilin ki şehit falan değilim.
Sadece ölüyüm.
Sadece.



2 yorum :

  1. Korkunun tüm bedenimizi ruhumuzu sarmasına izin vermemeliyiz. Yaratılmak istenen o cumhuriyete izin vermeyeceğiz. Öyle yorgun ve üzgün hissediyorum ki kendimi... Az önce gördüm patlama olan bölgeyi temizlemişler. Yarın hiçbir şey olmamış havasına bürünecek her şey. Fakat bizler olanları unutmadan, unutanlara hatırlatarak ülkemin geleceğine daha sıkı sarılmalıyız.
    Öyle güzel yazmışsın ki her şeyi. 10 dk öncesinde geçtim Kızılay Meydanı'ndan, iki gün öncesinde de korkuyorum diyen arkadaşıma korkma diyordum. Orada olabileceklerini bildiğin herkese ulaşabilmem aylar gibi geldi dün akşam bana.
    Dediğin gibi Ankara'da insan insanlara tutunur, daha çok sever ve daha çok güvenir.
    Yazımı nasıl bitireceğimi de bulamadım. Sadece güzel yazın için teşekkür ederim. Çok etkiledi beni.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Senin yorumunda su serpti biraz bana. Yine Güvenparkta kuşları beslemek, çimenlere oturmak isteyeceğiz büyük ümitle inşallah.
      Çok sağol, gerçekten sağol ..

      Sil