14 Nisan 2015 Salı

0

Yargıla/MA

    Başını alelade kundaklamıştı al güllü siyah yazmasıyla. Sürmeli gözlerine, gururlu bir bakış takınmış etrafı süzüyordu.Hırslı hırslı dudaklarını kemiriyordu. Siyah, uzun bol eteğinin üzerine beyaz bir erkek gömleği giymişti. Kilim desenli yeleği ve bu uydurduğu cins kıyafetlerle sanki birşeyleri anlamamızı ister gibiydi. Topukları kurak bir toprak gibi görünüyordu, çok çatlamıştı. Kınaladığı parmakları, muhtemelen başkalarının giyipte ön kısmını genişlettiği terliğinden tamamen dışarı çıkmıştı. Ayağından çıkmasın diye terliğin ön kısmını parmaklarıyla sıkıca da kavramıştı. Jandarma sürüklemiyordu, aksine jandarmadan bir adım önde gidiyordu, oldukça dinç, alaycı ve  sağlam. Salonun önündekiler işaretleşerek,ellerini ağızlarına götürerek ''kesin delirdi zavallı'' bakışı atıyorlardı.

   Bekleşenler arasında iki kız,bir erkek evlat yoktu elbette. Anneleriyle ilgili ne söylendiği de muamma. . Eşi yoktu, gelmeyeceğini biliyordu. Çocuklarını bile bir daha görmeyecekti belki . Kendi ailesinden birkaç kişi duruşma salonunun önünde sızlanarak bekliyorlardı. Cinsel suç olsa da duruşma herkese açık yapılacaktı. Bir önce ki duruşmanın bitmesinin ardından koridoru dolduran o kalabalık ve birkaç gazeteci zar zor salona sığıştılar. Kalabalığın koridorda çıkardığı sesten, salonda eser yoktu. Arkada cereyandan camı dökercesine çarpan pencere ve hızlı hızlı çevrilen dosya sesleri dışında..  Duruşma salonunda Savcılar-Hakimler, avukatlar dahil herkes titizlikle yerini almış, sanığı bekliyordu. SANIK ! 
Mübaşir zaten açık olan kapıyı titretti. İstisnasız her çift göz kapıya döndü. Sanık terliklerini sürükleyerek yüzünde takmaz bir sırtarışla içeri girdi. Jandarmalar kolundan çekiştirerek yerini gösterdiler. Sanık gözlerini kısarak, bu kez ciddi bir ifadeyle kürsüye doğru kafasını soldan sağa çevirerek herkesi izledi. Mahkeme başkanı kadındı. Gülümsedi. Ağzını açtı birşey söyleyecekken, hakimde tebessüm edip kafasıyla oturmasını söyleyen bir işaret yaptı.

    Birazdan ''Kendine tecavüz eden, tecavüzcü komşuyu öldüren suçlu'' olarak yargılanacaktı.Sandalyeye, kendini boşluğa bırakır gibi oturdu. Kolları yanlarda bir süre dümdüz sarkık kaldı. Parkeleri izlemeye koyuldu,Çoğu ya kavlamıştı ya çukurdu . ''Kimbilir daha önce ne evi,yuvası yıkılanlar geçmiştir,burda oturmuşlardır,burda oturduğum sandalyede.'' diye geçirdi içinden. Oturduğundan itibaren kulağındaki  uğultu dışında hiç bir sesi duymamaya başladı. Nasıl düşünebildiğine bile şaşıyordu ya. Ellerini eteğinin tüylenmiş kısımları üzerinde gezdirdi, Bir bir yolmaya başladı. Etrafında kendiyle ilgili bişeyler oluyordu, İlgilenmeliydi belki de, takati yoktu. Genel anlamda basit ama kendisi için güç bir hamleyle kafasını kaldırdı, hakim konuşuyordu. Olayı tekrar yaşamaya başladı. Avukat müvekkilinin yaşadıklarını anlatmaya koyuldu.

''  Bir gece yarısı ''AYHAN Ş.''müvekkilimin eşinin Şehirdışında olduğunu bilerek kapısına dayanmış, eğer kendisiyle birlikte olmazsa köyde ismini karalayacağıyla tehdit etmiştir. Müvekkilim. ısrarlara rağmen kapıyı açmayınca ''AYHAN Ş''silah zoruyla eve dalmıştır, müvekkilimin kafasına sert bir cisimle vurmuştur. Kendisi yarı baygın olarak tecavüze uğramıştır. Sigara içerken Müvekkilimi kimseye söylememesi için tartaklamış, hakaretler yağdırmış ve müvekkilimin çocuklarının evde bulunmasına rağmen hala soyunması üzerine  ''AYHAN Ş''nin silahını alıp, kendini korumak amaçlı, öldürme amacı gütmeden...... .......................... ''

dedikten sonrasını yine duymamaya başladı. Kulaklarındaki tek ses silahtan büyük bir gürültüyle çıkan mermiyle işbirliği eden o sesti. Beş el ateş etti. Bazen çok fazla seçenek yoktur, düşünme payı yoktur.Tecavüzcü daha ambulans gelmeden oracıkta can verdi. Karakola gidene kadar adeta dondurulmuş bir hayvan gibi kaskatı kesilmişti. Kendisini ölü bir insandan ayıran tek şey, nefes almasıydı.Sonrasında duruşma günü hemen geliverdi zaten. Aldığı ceza ''ağırlastırılmış mühebbet'' oldu. Pişman mıydı? Sanmam. Çok etkilenmemiş gibiydi ama içeri girdiğinde takındığı tavırla , çıkarken ki boynu bükük tavrı ayırt edilebiliyordu. Hayatının, adımlarıyla orantılı olarak hiç alışamayacağı bir yere gittiğinin farkındaydı. Kelepçeyi kırarcasına çekip durdu,bilekleri kesildi. Koridoru yarıladıktan sonra ardına bakıp güldü. Kameralara yansıyan o son gülümseme, gözlerindeki o ışıltı intikamı ve kadın olmayı hafızalara kazımıştı.

                                                                   Sadece birkaç saniye Kadınların olmadığı bir dünya düşün.
                                                                          Yaşasaydı tecavüzcünün alacağı suçu düşün.
                                                                                           Sado'ya Teşekkürler
                                                                                         
                                                                                            Onurla, Dirençle Kalın.